Tüp Bebek Doktoru İzmir

Tüp Bebek Tedavisi

2022-06-07T16:43:21+03:00

Tüp Bebek Tedavisi 1. Ön Hazırlık İlk görüşmede, hekim tarafından tıbbi öz geçmiş ve daha önce uygulanan tedavileri gözden geçirilir. Kadın ve erkeğin ayrı ayrı fizik muayeneleri yapılır. Kadının genel jinekolojik muayenesi ile birlikte transvaginal ultrason ile uterus (rahim) ve overleri (yumurtalıkları) incelenerek gebeliğe engel veya tüp bebek tedavisini engelleyecek bir sorun olup olmadığına bakılır. Temel infertilite testleri yapılmadıysa onlar istenir (HSG; sperm testi, hormon değerleri) Ayrıca Hepait B, Hepatit C, HİV ve sifilis gibi bulaşıcı hastalıklar için tarama testleri yapılmalıdır. Bununla birlikte smear da yaptırmakta fayda vardır. Ayrıca kadından FSH, LH, TSH, estradiol, ve prolaktin gibi hormon tahlilleri istenir. Bu aşama [...]

Tüp Bebek Tedavisi2022-06-07T16:43:21+03:00

Miyom Tedavisi

2022-06-04T22:16:41+03:00

Miyom Tedavisi Miyomlar (leiomyoma) kadın genital organlarında en sık rastlanılan ve rahim kas dokusun yapan hücrelerden gelişen iyi huylu tümörlerdir. Kanser (malign) olma riskleri oldukça düşüktür (<%1). Çoğu zaman hiçbir yakınmaya yol açmazlar ama kronik kasık ağrısı, adet sancısı (dismenore), aşırı adet kanaması, idrar yapmakta zorluk, kabızlık, bel ağrısı, karında şişkinlik gibi çok değişik belirtilere de neden olabilirler. Etkili bir ilaç tedavisi yoktur. Tedavide önerilen ilaçlar genellikle miyomu tam olarak tedavi etmekten çok kanama ve ağrı gibi yakınmaları baskılamaya yarar. En etkin tedavi cerrahi olarak miyomların çıkarılmasıdır. Yaşı menopoza yakın ve çocuk sahibi olmak istemeyen kişilerde kesin çözüm histerektomidir [...]

Miyom Tedavisi2022-06-04T22:16:41+03:00

İnfertilite Tedavisi

2022-06-04T22:27:11+03:00

İnfertilite (Kısırlık) Nedir? Kimler İnfertil Olarak Değerlendirilir? Halk arasında kısırlık olarak da bilinen infertilite, 1 yıl boyunca korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebe kalınamaması durumudur. İnfertilite, evli çiftlerin %10-15’ini etkilemektedir. Bilmemiz gereken önemli nokta, sağlıklı çiftlerin yaklaşık %85-90‘ı (çoğu ilk 6 ayda olmak üzere) 1 yıl içinde gebe kalabilmektedirler. Bu nedenle hamileliği deneyip 1-2 ay içinde olumlu sonuç alamayan hastalar paniklemeyip, gerekli kontrollerini yaptırarak beklemelidir. Ancak kadının yaşı 35 in üstü olan, geçirilmiş yumurtalık cerrahi öyküsü ya da ailede erken menopoz öyküsü olan kişilerde 1 yıl beklemeye gerek yoktur. Özellikle 35 yaş üstü grupta 6 ayı doldurduktan sonra mutlaka [...]

İnfertilite Tedavisi2022-06-04T22:27:11+03:00

Polikistik Over Sendromu (PKOS)

2022-06-07T16:45:19+03:00

Polikistik Over Sendromu (PKOS) Polikistik over sendromu kadınlarda üreme çağında en sık karşılaşılan ve adet düzensizlikleri, hirsutizm (ciltte erkek tipi kıllanmada artış) ve yumurtlama bozukluklarına bağlı infertilite (kısırlık) gibi sorunlara yol açan endokrinolojik (hormonal) bir hastalıktır. Farklı tanımlama kriterlerine göre bakıldığında %10 civarında görülür. Hastaların önemli bir kısmında insülin direncinde artış ve obezite de bulunabilmektedir. PKOS hastalarında belirtiler genellikle ergenlik veya genç erişkinlik döneminde başlar. Başlıca belirtileri seyrek veya hiç adet görememek, özellikle yüzde olmak üzere ciltte tüylenme ve kıllanmada artış ve akne (sivilce) olmasıdır. Tanı adet düzensizliği, hirsutizm veya kanda erkeklik hormonlarının (androjen) arttığının gösterilmesi ve ultrasonografide yumurtalıklarda [...]

Polikistik Over Sendromu (PKOS)2022-06-07T16:45:19+03:00

Açıklanamayan İnfertilite

2022-06-04T22:40:17+03:00

Açıklanamayan İnfertilite Gebeliğe engel olan tüm sebeplerin araştırılıp hiçbir sebep bulunamadığı durumlarda açıklanamayan infertiliteden bahsedilir. İnfertil çiftlerin %10 ile %30’unda görülür. Eğer erkekte sperm değerleri normal, kadında yumurtlama tespit ediliyorsa, tüplerinden en az biri açıksa ve rahim içinde gebeliğe engel bir problem yoksa açıklanamayan infertilite tanısı koyulabilir. Günümüzde infertilite araştırmasında artık postkoital test, luteal faz defekti tanısı için endometrial biyopsi ve tanısal laparoskopi gibi işlemler terk edilmiştir. Evli bir çifte açıklanamayan infertilite tanısı koymak için en azından aşağıdaki testlerin hepsinin yapılmış olması gerekir: • Ovülasyon (yumurtlama) testi: ovülasyon döneminde yapılmış serum progesteron veya idrarda LH testi gibi testler ve [...]

Açıklanamayan İnfertilite2022-06-04T22:40:17+03:00

Endometriozis (Çikolata Kisti Hastalığı)

2022-06-03T14:16:44+03:00

Endometriozis (Çikolata Kisti Hastalığı) Endometriozis (Çikolata Kisti Hastalığı) rahim iç yapısını kaplayan ve endometrium adını alan dokunun rahim dışında özelliklede karın içindeki başka organlara (yumurtalıklar, tüpler, karın zarı -periton-, mesane, kalın bağırsak gibi..) yerleşmesi ve bu bölgelerde ağrı, kanama ve yapışıklıklara yol açmasıyla karakterize kronik bir hastalıktır. En belirgin semptomları adet döneminde görülen karın ağrısı (dismenore), ağrılı cinsel ilişki (disparoni) ve infertilitedir (gebe kalamamak). Bunun yanında kronik pelvik ağrı, ağrılı dışkılama ve kanama, idrar yapmada zorluk ve idrarda kan görülmesi gibi birçok yakınmalara da yol açar. Görülme sıklığı hiçbir yakınması olmayan kadınlarda %1-7’iken, kronik karın ağrıları olanlarda bu oran %60’a [...]

Endometriozis (Çikolata Kisti Hastalığı)2022-06-03T14:16:44+03:00

Erkek İnfertilitesi

2022-06-03T14:20:35+03:00

Erkek İnfertilitesi Evli çiftlerde hamile kalamamanın önemli bir sebebi sadece erkeğe bağlı sebeplerdir ve infertil çiftlerin %20’sinde görülür. Buna ek olarak %20-%40’lık bir hasta grubunda kadınla birlikte erkekte de sorun olabilir. Erkeklerde infertiliteye sebep olabilen birçok hastalık bulunmakta ise de önemli bir kısmı idiopatiktir, yani gerçek bir sebebe bağlanamaz. Erkek faktör infertilitesini 4 ana gruba ayırabiliriz: 1. Hipotalamus - hipofiz bozuklukları: %1-%2 sıklıkla görülür. Endokrin hastalıklara bağlıdır. Doğuştan veya kazanılmış bir hastalığa bağlı olabileceği gibi sistemik hastalıklara bağlı da olabilir. 2. Primer Gonadal Bozukluklar: Görülme sıklığı %30-%40 arasındadır. Testisler ile ilgili doğuştan veya sonradan oluşan hastalıklara bağlı olan durumlardır. [...]

Erkek İnfertilitesi2022-06-03T14:20:35+03:00

Histeroskopi

2022-09-21T18:47:47+03:00

Histeroskopi Histeroskopi uterusun (rahimin) iç yüzeyini ilgilendirilen hastalıkların hem tanısında hem de cerrahi olarak tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.Histeroskopi cihazı içinde optik lensler bulunan ve ucuna bağlanan bir kamera yardımıyla elde edilen görüntülerin bir ekrana yansıtılarak rahim iç yüzeyini görüntüler.Bu amaçla farklı çaplarda geliştirilmiş histeroskop denilen bir alet serviksden (rahim boynu) ilerletilerek rahim iç yüzeyi görüntülenir. Bu sistemin kenarına yerleştirilen cerrahi aletlerin de yardımıyla cerrahi işlemler de yapılabilir.Tanı amaçlı yapılan histeroskopide 4-5mm kalınlığında bir sistem kullanılır. Bu daha çok ultrason veya histerosalpingografi (HSG- ilaçlı rahim filmi) gibi rahim içini görüntülemeye yarayan diğer yöntemlerden tam olarak sonuç alınamadığında veya bu yöntemlerin tamamlayıcısı [...]

Histeroskopi2022-09-21T18:47:47+03:00

Histerosalpingografi (HSG)

2022-06-04T22:38:13+03:00

Histerosalpingografi (HSG) Histerosalpingografi (HSG) veya ilaçlı rahim filmi jinekolojide rahim içinin ve kanalların yapısal ve işlevsel özelliklerini incelemede kullanılan bir yöntemdir. HSG rahmin boyutu ve şekli hakkında bilgi verir. Rahim anormalliklerinin değerlendirilmesinde, miyom, polip, doğumsal rahim anormallikleri ve rahim içi yapışıklıkların tanısında yardımcı olur. HSG en iyi adet kanamasının son gününden sonraki 2-5 günlük aralıkta yapılmalıdır (adet döngüsünün 6-11. günleri arasında). Bunun nedeni bir yandan adet kanamasının rahim içinden tüplere ve buradan da karın boşluğu içine dolmasının yaratacağı sorunlara engel olmak, öte yandan rahim içindeki muhtemel bir gebeliğe zarar vermemektir. Çünkü çok nadiren de olsa gebe kalamama nedeniyle değerlendirilen bir kadında [...]

Histerosalpingografi (HSG)2022-06-04T22:38:13+03:00

Menopoz

2022-06-07T16:38:57+03:00

Menopoz Menopoz yumurtalıkların işlevlerini kaybetmesi sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesidir. Yumurtalıklarda yumurta hücrelerinin tükenmesi ile karakterize fizyolojik bir durumdur. Bir hastalık veya basitçe bir hormon eksikliği sendromu olarak değil, kadın yaşamının doğal bir süreci olarak değerlendirilmelidir. Ortalama menopoz yaşı 50 olarak kabul edilmekle birlikte, 45-55 yaşları arasında da olabilir. İnsanların ortalama olarak 80 yıl yaşadığı günümüzde, kadınlar hayatlarının üçte birini menopozda geçirmektedirler. Bu nedenle menopozun önemi artmaktadır. Menopoz aniden değil, uzun bir geçiş döneminden sonra gerçekleşen bir kadınlık hormonu (östrojen) eksikliği sendromudur. Menopoz öncesinde (premenopoz) doğurganlığın oldukça azaldığı, adet düzensizliklerinin (seyrek veya çok sık, uzun adet dönemleri) görüldüğü [...]

Menopoz2022-06-07T16:38:57+03:00
Go to Top